Yurt Dışında Fotoğraf Çekmekten Çekinenlere:
Utangaç Gezginler İçin Derinlemesine Bir Özgüven Rehberi
Bazı anlar yaşandı ve geçti. Bazı anlarsa çekilmedi ve kayboldu.
🧠 Başlamadan: O İç Sesinle Tanış
Hiç bir şehirde yürürken “tam burada bir fotoğraf çekmeliyim” dedin mi? Tam o an, telefonuna uzanırken insanların gözlerini sırtında hissettin mi? İçinden geçen bir cümle tanıdık olabilir:
“Herkes bana mı bakıyor?”
Belki de gerçekten bakıyorlardı. Belki de o sokaktan geçen kimse seni görmedi bile.
Ama gerçek şu: Sen kendini gördün. Kendini orada görünür hale getirirken hissettiğin utanmayı.
İşte bu yazı, “fotoğraf çekmeye çekinmek” denen şeyin kamera ayarlarıyla değil, kendini görme cesaretiyle ilgili olduğunu fark ettiğimiz bir rehber.
✍️ İlayda · 19 Haziran 2025
📍 Bölüm 1: Görünmezlik İsteğiyle Görünürlük Arzusu Arasındaki Çatışma
Yalnız seyahat etmek zaten başlı başına bir "görünürlük" hâlidir.
Tek başına yemek yersin, tek başına yürürsün, tek başına fotoğraf çekmek istersin.
Ve sonra bir şey olur.
Kalabalık.
İnsanlar.
Yabancı diller.
Bir kadraja girmek isterken kendini bin tane bakışın ortasında bulursun — çoğu seninle ilgilenmese bile.
Ama sen ilgilenirsin.
Çünkü o an, bir anı yaratmakla kendini aptal gibi hissetme korkusu arasında bir seçim yapman gerekir.
Ve çoğu zaman korku kazanır.
Fotoğraf çekilmez.
O an kalır — sadece akılda.
📖 Gerçek Hikâye: "O Kadar Hazırdım ki... Ama O Kafedeki Bakış Yeterdi."
“Amsterdam’da küçük bir kafede kahvemi almıştım. Tam köşe masa. Arkamda kanal, önümde pastel tonlarda binalar.
Telefonu kahve bardağının önüne koydum. Zamanlayıcıyı ayarladım. Oturdum.
Ama o sırada içerden biri bana baktı. Yüz ifadesi dalgacı değildi, ama durgundu.
Ve ben utanıp geri çekildim.
Telefona bastım ama koşar gibi gidip aldım. O kareyi çekemedim.Oysa o kahve orada gerçekten güzeldi. O an oradaydım.
Ama şimdi yalnızca kafamda var. Galerimde değil.”
— Sena, 27, Ankara
🎯 Peki Neden Çekinemeyiz?
Dikkat çekmek istemeyiz. Özellikle kadın gezginler için bu daha da baskılıdır.
Kendimize kamerada tahammül edemeyiz. “Ben böyle mi görünüyorum?”
Turist gibi hissetmek istemeyiz. Yerli gibi olmak isteriz ama kamerayla ‘dışarıdan gelmiş’ hissi artar.
Yargılanma korkusu: Ne kadar modern görünsek de “ne derler?” içimize sinmiştir.
Ve belki de en çok:
Kendimizi değerli bulmamız, başkalarının onayıyla onaylıdır.
Yani biri “bu ne biçim poz?” derse, bütün iç dünyamız çöker.
🔄 Dönüşüm Nerede Başlar?
Bunun çözümü tripodta, enstantanede, filtrede değil.
Çözüm, kendine şu soruyu sorabilmekte:
“Ben bu fotoğrafı başkalarına göstermek için mi istiyorum,
yoksa kendime ait olduğumu hatırlamak için mi?”
Eğer ikinci cevapsa, utanmak yerine şefkat gelir. kendini çekmek değil, kendini hatırlamak haline dönüşür o kare.
🗺 Rehber: Utanarak Değil, Nazikçe Fotoğraf Çekmek
🕐 1. Zamanı Seç: Sabahlar Senin İçin Var
Kalabalıktan korkuyorsan, kalabalıktan kaç.
Sabah 7–9 arası sokaklar boştur.
Güneş yumuşaktır.
Ve sen daha az görünür hissettiğin için daha cesur davranırsın.
Bir Paris sokağı sabah sessizse, seni de yargılamaz.
🔍 2. Kadrajı Değil, Kendini Yerleştir
Tripodun yoksa, çantan var.
Bank var.
Kahve kutusu var.
Bir duvarın çıkıntısı var.
Önemli olan en doğru açı değil, en dürüst anı yakalamak.
Sen kendini ne kadar doğal bırakırsan, görüntün o kadar gerçek olur.
🧘 3. Poz Vermek Zorunda Değilsin, Yaşa Yeter
Bakmak istemiyorsan kameraya bakma.
Gülümsemek istemiyorsan gülme.
Düşünürken, yürürken, vitrine dalarken çek kendini.
Sana ait olan görüntü, senin doğal olduğun andır.
🎧 4. Kulaklık Tak: Dünyayı Kapat, Sahneyi Aç
Müzik seni içine çeker.
Kendini bir filmin içinde gibi hissedersin.
Bakışları unutursun.
O andan başka bir şeyin önemli olmadığı o akışa girersin.
Arka planda lo-fi veya film müziği — bir kareye cesaret verir.
📱 5. Video Çek, Fotoğraf Sonradan Gelir
Eğer poz veremiyorsan video çek.
Sonra o videodan dilediğin kareyi al.
Bu, seni baskıdan kurtarır.
Çünkü anın içinde kalırsın.
🪞 Son: Fotoğraf, Gösteriş Değil, Kayıttır
Bazı kareler başkalarına gösterilmez.
Bazıları saklanır, bazıları kimseye gösterilmez.
Ama her biri “ben buradaydım” diyen küçük ama güçlü bir anı taşır.
Galerinde boşluk olması, o anı yaşamadığın anlamına gelmez.
Ama bazen, sadece bir fotoğraf bile kendine olan şefkatini hatırlatır.
Kendini çek. Göstermek zorunda değilsin. Ama hatırlamak zorundasın.
Çünkü bu yolculuk, sadece gezmek değil — kendine görünür olmak.
✍️ Bu blog İlayda tarafından yazıldı.
