📵 Telefonu Uçak Moduna Almadan da Kapanabilmek: Dijital Detoks Rotaları
Story’siz, sinyalsiz ama huzurlu rotalar
Artık hepimiz biliyoruz: bir tatil sabahı uyandığımızda ilk yaptığımız şey… mesajlara bakmak, sonra mail, sonra WhatsApp grupları, sonra Instagram story’leri. Sonra bir bakmışsın kahvaltı soğumuş, deniz kenarı telefonun yansımayla görünmeyen ekranına bakarak geçmiş.
Tatil yaparken bile gerçekten kopamıyoruz. Ama bunun suçlusu sadece telefon değil; biziz.
Kendimize “az bakacağım” diyoruz, ama bir anda 45 dakikadır reels izliyoruz.
Oysa bazı yerler var ki…
hiçbir şey yapmasan da “yetiyor.”
Bu blog, tam da bu yerleri anlatıyor:
📶 Sinyalin çekmediği,
📷 Story atamadığın,
💭 Ama zihninin kendiliğinden sessize alındığı
dijital detoks rotaları.
✍️ Kerem · 22 Temmuz 2025
🧘♀️ 1. Datça’nın Arka Koyları – “Telefonun çekmemesi burada özelliktir.”
Datça'nın merkezi bile kendi halinde bir yerken, arka koyları tam anlamıyla başka bir dünyaya açılıyor.
📍 Palamutbükü, Hayıtbükü, Domuzçukuru gibi koylara ulaştığında şebeke gidip geliyor. Wi-Fi? Yok.
Birkaç küçük pansiyon, gölgelik bir çardak, denizle aranızda sadece 5 adım var.
Burada yapılacak şeyler listesi:
– Gölgeye geçmek
– Güneşten kaçmak
– Suyun altına dalmak
– Telefonu çantaya atmak
Çünkü kimse arayamıyor zaten.
🌫️ 2. Karadeniz Yaylaları – “Bulutla bağlantı var, 4G’yle yok.”
Kaçkarlar’daki Pokut, Sal, Gito, Elevit gibi yaylalara çıktığınızda sinyal düşer.
Yağmur artar. Göz gözü görmez.
Ama iç sesin netleşir.
Yayla evlerinde, çam kokusunda, sisle karışık sabahlarda kahveni içerken aklına gelen tek şey “keşke biraz daha kalsam” olur.
Burası ne influencer’lık kaldırır ne ekran süresi.
Ama yanında getirdiğin defterin her sayfası dolar.
🍷 3. Alentejo, Portekiz – “Sessizlik burada bir doğa olayıdır.”
Lizbon’un güneydoğusunda, turist akınlarından uzak, kırmızı topraklı bağların arasında bir bölge: Alentejo.
Burası Portekiz’in iç sesi.
Büyük oteller yok. Kalın taş evlerde butik pansiyonlar var.
Geceleri yıldızlar, gündüzleri sadece rüzgâr sesi.
Wi-Fi olsa bile… bakmak istemiyorsun.
Çünkü bu dünyada o dünya artık ilgini çekmiyor.
🪨 4. Petra, Ürdün – “Zaman da sinyal de burada donuyor.”
Evet, biraz uzak. Ama Petra antik kenti, sadece fiziksel olarak değil zihinsel olarak da bağlantını kesiyor.
Kayaların arasında yürürken telefonunu çekse bile… anlamı kalmıyor.
İnsanlığın binlerce yıl önce bu taşlara işlediği hikâyeyi izlerken, bugünkü timeline’ların hiçbir önemi yok.
🌲 5. Bozcaada’da Gün Batımı – “Kapanmak değil, durmak burada kolaylaşıyor.”
Bozcaada’da gün batımını Göztepe’de izlemek… çok klasik evet. Ama story çekmeden izlemek?
İşte o cesaret ister.
Deniz üstünde güneş kaybolurken etraf sessizleşiyor. Herkes susuyor.
Ve o an, kimsenin aklına telefon gelmiyor.
Gelirse de… çekmiyor zaten.
🛖 6. Fas’ın Atlas Dağları – “Kendi iç sesinle baş başa kalmanın en güzel hali”
Marakeş’ten uzaklaş, dağ köylerine tırman.
Renkler daha pastel, sesler daha az, hayat daha yavaş olur.
Konakladığın berberi evinde Wi-Fi “var” ama çalışmaz.
Ama her sabah başka bir şey keşfedersin:
Uyanınca hemen bildirim bakmamanın ne kadar iyi geldiğini.
🔌 Gerçekten Kopmak İçin Mikro Tüyolar
Dijital detoks rotasına gitmek bazen fiziksel, bazen mental bir karar. Nerede olursan ol, uygulayabileceğin bazı taktikler var:
– Simgesel bir hareket yap: Telefonu uçak moduna almak değil, bir taşın altına koymak.
– Zaman tanı: İlk 2 gün huzursuz olabilirsin. Sonra rahatlama başlar.
– Yanına bir şey al: Defter, kitap, analog kamera… elin boş kalmasın.
– Bildirimleri kapat, uygulamaları sil: WhatsApp 3 gün yoksa kimse ölmez.
– Plan yapma: Haritasız dolaş. Rastgele bir yere gir. Bırak şehir seni götürsün.
📵 Son Söz
Dijital detoks, story atmamak değil. O anın atılacak bir şey olmadığını fark etmek. Fotoğraf çekmeyi unutmak. Bakmadan da “gördüm” diyebilmek.
Kendini sessize almak istiyorsan… telefonunu değil, seni duyan bir yere git.
Çünkü bazı yerler gerçekten iyileştiriyor.
Sinyal çekmese de.
✍️ Bu blog Kerem tarafından yazıldı.
